It is always the enemy who started it, even if he was not the first to speak out, he was certainly planning it; and if he was not actually planning it, he was thinking of it; and, if he was not thinking of it, he would have thought of it.

English
Share Share
Collect this quote
About Elias Canetti

Elias Canetti (25 July 1905 – 14 August 1994) was a Bulgarian modernist novelist, playwright, memoirist, and non-fiction writer. He wrote in German and won the Nobel Prize in Literature in 1981.

Biography information from Wikiquote

Go Premium

Support Quotosaurus while enjoying an ad-free experience and premium features.

View Plans

Additional quotes by Elias Canetti

"Adına yaşama kavgası denen kavgayı, karnımızı doyurmak ve sevebilmek uğruna olduğu kadar, içimizdeki kitleyi öldürmek uğruna da veririz. Kimi koşullar altında bu kitle, bireyi bencillikten tümüyle uzak, dahası kendi yararlarına aykırı davranışlara dek götürebilir. "İnsanlık", bir kavram olarak bulunmazdan ve sulandırılmazdan çok önce, kitle olarak vardı. Bu kitle vahşi, coşkun, kocaman ve sımsıcak bir hayvan gibi hepimizin içinde, anasal etkilerin uzanabildiğinden çok, çok daha derinlerde bir anafor gibi kaynar. Kitle, yaşına karşın, dünyanın en genç hayvanı, en öz yaratığı, ereği ve geleceğidir. Onun üzerine hiçbir bilgimiz yok; hâlâ birer birey olduğumuz varsayımıyla yaşamaktayız. Kimi zaman kitle, gök gürültülerinden örülü bir fırtına, içinde her damlanın yaşadığı ve aynı şeyi istediği coşkun bir okyanus gibi saldırır üzerimize. Bu saldırının hemen ardından parçalanıp gitme alışkanlığını henüz koruduğu için, fırtına geçince yine biz olarak, zavallı ve bırakılmış şeytancıklar olarak kalırız. Bir zamanlar bu denli çok, bu denli büyük ve bu denli bütün olduğumuzu anılarımıza sığdıramayız bir türlü. İş bu noktaya vardığında, aklın boyunduruğunda yaşayanlar, sorunu "hastalık" sözcüğüyle açıklarlar, alçakgönüllülüğün bayraktarlığını yapmak isteyen ise, yanılgısının gerçeğe ne denli yaklaştığının bilincine varmaksızın, havayı "insanın içindeki hayvan" diyerek yumuşatır. Kitle ise bu arada yeni bir saldırı için hazırlanır. Bir gün gelecek, kitle artık parçalanmaz olacak; belki önce bir ülkede başlayacak bu gelişme, sonra orayı çıkış noktası yapıp çevresinde ne varsa yutarak ilerleyecek; ta ki artık Ben, Sen, O kavramları değil, ama yalnızca kitle varolacağından, kitlenin varlığına ilişkin tüm kuşkular ortadan kalkana dek."

What a man touched upon, he should take with him. If he forgot it, he should be reminded. What gives a man worth is that he incorporates everything he has experienced. This includes the countries where he has lived, the people whose voices he has heard. It also takes in his origins, if he can find out something about them... not only one’s private experience but everything concerning the time and place of one’s beginnings. The words of a language one may have spoken and heard only as a child imply the literature in which it flowered. The story of a banishment must include everything that happened before it as well as the rights subsequently claimed by the victims. Others had fallen before and in different ways; they too are part of the story. It is hard to evaluate the justice of such a claim to history... We should know not only what happened to our fellow men in the past but also what they were capable of. We should know what we ourselves are capable of. For that, much knowledge is needed; from whatever direction, at whatever distance knowledge offers itself, one should reach out for it, keep it fresh, water it and fertilize it with new knowledge.